24 Ağustos 2012 Cuma

Adres sorulduğunda ben de oraya gidiyorum zaten diyen Türk


Türk insanına özgü ‘bugün nedeni hala çözülememiş’ doğa üstü durumlardan biri. Şimdi çık dışarı, yoldan birini çevir ve “Hocam, Abuzittin caddesi ne tarafta” diye sor, cevabı ‘Ben de oraya gidiyorum zaten’ olmazsa gel beni bul. O kadar da kesin konuşuyorum. Neden mi? Arkadaş, Almanya’da bile bunlarla karşılaştım ben. Efendime söyleyim, bir gün Mönchengladbach’tan Gelsenkirschen’e gidiyorum. Şaka lan şaka Frankfurt’ta Höchst diye bir yere gidiyorum, hep o iki şehri bir cümle içinde kullanmak istemiştim, mazur gör sözlük. Neyse işte trenden indim hemen birini gözüme kestirip yaklaştım ve Hannover aksanlı Almancam ile “Gutın abend Herr Müller. Vi kan ih auf die schiller-wolfgang-konrad adaneur strasse gehen” dedim. “Ah zo, ben de oraya gidiyorum frolayn, buyrun beraber gidelim” demez mi. Abbooo, şaşırdım kaldım yemin ediyorum. Gene karşıma çıkmışlardı. Halbuki ben onlardan kaçmak için kalkıp Almanyalara gelmiştim. Çünkü onlar yüzünden yön duygum gelişmedi benim tamam mı? Kime bir adres sorsam, kime bir cami sorsam hep zaten oraya gidiyorlardı. Ve sağıma soluma dikkat etmeden hep onları takip ettim. Neticede sağını solunu bile karıştıran, yön duygusu sıfır bir insan olup çıktım. Halbuki ne hayallerle gelmiştim Almanya’ya. ‘Entşuldigen zi bitte, wie kann ih sum bahnhof gehen, wie kann ih sum zart zurt şıtrase gehen? diye sorular soracak, karşılığında alacağım “naah sıvay hundert meta bigın zi reht ab” cevabıyla kendimi yollara vurup kah kaybola kah düşe kalka yolumu bir şekilde bulacak ve memlekete ‘Camiyi arkana al, 200 metre kadar yürü, oradan sağa dönüp 100 metre kadar daha git. hiç bir yere sapmadan” filan şeklinde adres bilgisi veren yön duygusu kuvvetli bir insan olarak dönecektim. Gitmişken bir ev bir araba parası biriktirmeyi de düşündüm anlamsızca. Fakat hiçbiri olmadı. Olamadı. ‘Ben de oraya gidiyorum zaten” diyen Türk, orada da bulmuştu beni. Hayata dair bütün umutlarımı yitirip gerisin geri döndüm Türkiye’ye. Şimdilerde biri adres sorduğunda “dümdüz git biraz yürü orada bir eczane var oradan sağa, yok sağa değil, sola dön. En iyisi sen biraz ilerle orada kime sorsan gösterir” diye sallıyorum yön duygum olmadığını ele verrmemeye çalışarak..

Bu arada, evet Frankfurt’ta Höchst diye bir yer var.

Hiç yorum yok: